Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Erillik-Dişilik

Erillik-Dişilik, Hofstede, G.’nin sosyal kültürü boyutlandırdığı çalışmasında yer alan beş boyuttan biri olarak ifade edilir. Bir toplumda; atılganlık, para elde etme, materyalist tutum ve davranışlarının egemen değerler olarak kabul edilmesinin “eril kültüre”, kişiler arası ilişkilere ve insani değerlere önem verilmesinin “dişil kültüre” işaret ettiği belirtilir. Başarı, üstesinden gelme gibi eril değerler ile şefkat, fedakârlık ve yaşam kalitesi gibi dişil değerler incelenir. 
Eril kültürün özellikleri arasında; rekabetçi, egemen ve baskıcı davranmak, kendine güvenmek, yükselme hırsı içinde olmak ve bağımsız çalışmak yer alırken, dişil kültürde örgütsel düzeyde kaydedilen özellikler; karşındakine sevgi ile yaklaşmak, kişilerarası uyumu ön planda tutarak duyarlı, anlayışlı, merhametli, huzurlu ve mutlu olmak şeklinde sıralanır. Bu bağlamda, eril kültürlerde politik ve örgütsel stres kaynakları olarak; kendine güven ve maddi başarı ifade edilirken, dişil kültürlerde, yaşam kalitesi üzerinde var olan stres çeşitleri; kişilerarası ilişkilerin niteliği ve zayıf olanın endişe kaynağı yaratması olarak belirtilir. Dişil kültürde kadın ve erkek rolleri arasında çok az fark gözetilen bir kültürel tutum sergilenerek, kadın ve erkek eşitliğine ilgi çekilir.

Günün Kavramı

Bilgi

Bilgi (episteme) düşünme, akıl yürütme, araştırma, gözlem, deney vb. eylemlerle elde edilen düşünsel ürünlere dönüşerek; biçim ve haber veren, değer sağlamak amacıyla toplanan, organize edilen, yorumlanan ve yararlı hale gelen veriler anlamında kullanılır. 
Bilgi, yorumlanmamış veri veya enformasyon parçaları arasında kurulan yararlı ilişki olarak da ifade edilir. Enformasyon ve veriyi işe yarar faaliyete dönüştürme yeteneği şeklinde nitelendirilen bilgi, harekete geçmiş enformasyon olarak tanımlanır. Stratejik bir kaynak durumuna gelen, kurumsal ve bireysel kararların temelini oluşturan ve üretim sisteminin en önemli girdisi ve ürünü haline gelen bilgi, çok boyutlu bir kavram olarak kabul edilir. Karmaşık bir yapıya sahip olan bilginin, karar verme, planlama, karşılaştırma, değerlendirme ve analiz gibi yaşamın birçok alanında önemli bir yere ve güce sahip olduğu görülür. Bilgi, sürekli değişerek kendi kendini organize eden ve kullanıldıkça değerlenen dinamik bir sosyal süreç şeklinde ifade edilir. Sözü edilen bilgi aracılığıyla kurulan iletişim ve karar verme ile yeni bilginin elde edildiği görülür. Yaşamsal öneme sahip olan bilginin, işleme sürecinin ve aktarılmasının önemine vurgu yapılır. Karar almada bilginin doğru aktarımı karar alma sürecinin etkinliğinde önemli rol oynar.

Bunu Biliyor muydunuz?

Bürokrasi

Bürokrasi, rollerin, görevlerin, denetim ve yaptırımların hiyerarşi çerçevesinde tanımlandığı bir örgüt sistemidir. Bürokrasi, işgörenlerin sözü edilen kurallara ve ilkelere uygun olarak davranmalarını gerekli kılan ve eylemlerinden sorumlu olduklarını ortaya koyan bir çeşit örgüt yapısı olarak ele alınır. Bürokrasi, örgüt içi uzmanlaşma ile yapılan operasyonel görevler, departmanlarda gruplandırılmış işler, merkezi yetki, dar denetim alanı ve komuta zincirini takip eden karar alma ile karakterize edilir. 
Marx, K. tarafından ortaya konulan bürokrasi kavramı, toplumda egemen sınıfların çıkarlarına hizmet eden ve mevcut düzeni meşrulaştıran bir aygıt olarak ele alınır. Egemen sınıfın toplumun diğer sınıfları üzerinde uyguladığı hakimiyet aracı olan bürokrasi, örgütlerde ekonomik ve yönetsel sorumlulukları yerine getirmek için kullanılır. Weber, M. ise bürokrasiyi, büyük ölçekli örgütlerin daha etkili çalışmasını sağlayan bir örgüt sistemi olarak tanımlayarak, örgütlerin daha fazla değer yaratmalarına hizmet ettiğini ortaya koyar. Weber, M. örgütlerin büyüklüklerinin arttıkça daha bürokratikleşen bir yapıya sahip olma eğilimlerinin olduğunu ileri sürerek, ideal tip bürokrasinin, rasyonellik ve verimlilik için benimsenmesi gereken bir anlayış olduğunu belirtir. Weber M.’nin bürokrasi tarifinde işgörenlerin örgüt için gerekli olan beceri ve yeteneklerin toplamı olarak görülmeleri ile bir makine olan örgütün dişlileri haline geldikleri ifade edilir. Weber, M. bürokrasinin, sanayi toplumunun yaşam tarzına hizmet eden bir egemenlik anlayışı ve vazgeçilmez bir yönetim mekanizması olduğunu belirtirken, bireye daha özgür ve bağımsız bir anlayış sağlayan Aydınlanma Çağı ile çeliştiğini de ifade ederek, kavramın bireysel bir analiz perspektifinden değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. 
 

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner