Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Durumsallık Yaklaşımı

Çevresel belirsizliğin en önemli unsur olarak kabul edildiği Durumsallık Yaklaşım’ında örgütün çevreyi değiştiremediği, çevredeki değişime yapısında değişiklikler yaparak uyum sağlamaya çalıştığı görülür. Durumsallık Yaklaşımı’nda, örgütü oluşturan alt sistemlerin birbirleriyle ve örgütün tümüyle olan ilişkileri incelenirken, örgütün iç ve dış çevresi ile uyumunun önemi de vurgulanır. Yaklaşımda örgüt yapısının iç ve dış ilişkilere göre şekil alacağı, tüm örgütler için kapsayıcı bir en iyi örgüt yapısının bulunmadığı, her yerde ve koşulda geçerli bir tek örgüt yapısının olmadığı ve en iyinin durumdan duruma değişerek farklı durumlarda farklı örgütlenme biçimlerinin uygulanması gerektiği savunulur.
Durumsallık Yaklaşımı’nda çevresel faktörlerin örgüt tasarımda etkili olduğu ve yapıyı belirleyen etmenlerin teknolojik ve çevresel oldukları kabul edilir. Yaklaşımın ortaya çıkmasında çevresel koşulların örgütlerin yapılarını ve işleyişlerini ne şekilde etkilediklerini belirlemeyi amaçlayan çalışmaların etkisi büyüktür. Örgüt teorisyenlerinin, örgütsel yapı ile örgütün içinde bulunduğu koşullar arasındaki ilişkiyi araştırdıkları ve örgüt çevresi ve yapısı arasındaki ilişkinin tespiti için farklı çevresel koşullarda etkili olan farklı örgüt yapılarının tasarlanmasını önerdikleri anlaşılır. Örgüt yapısını ve işleyişini belirleyen durumsallık faktörlerini içeren örgüt ve teknoloji ile ilgili çalışmaların; Woodward (birim, kitle, süreç üretimi), Thompson, J.’nin (çözümleyici, bağlı, yoğun teknoloji), Perrow, C.’nin (rutin, rutin olmayan işler) olarak sıralandığı, örgüt ve çevre ile ilgili olanların ise; Burns, T.-Stalker, G. M. (mekanik-organik), Lawrence, P.-Lorsch, J. Emery, F.-Trist, E. L. ve Leawitt, H.’nin Elmas Modeli’nin (Diamond Shaped Model) (işler, yapı, teknoloji, insanlar) şeklinde öne çıktıkları görülür.
 

Günün Kavramı

Faydacılık

Bentham, J. ve Mill, J. S. ile ilişkilendirilen faydacılık, davranışın en yüksek sayıda birey için en yüksek düzeyde iyiliği maksimize etmeyi hedeflemesi gerektiğini belirtirken, davranışın kendisine veya davranışta bulunan özneye değil davranışın sonunda ortaya çıkan duruma bakılarak ifade edilir. Faydacılıkta en iyi veya en az kötü sonucu getiren davranış veya uygulama dikkate alınarak, doğru davranış veya uygulama seçenekleri belirlenip, seçilen eylemden etkilenen bireylerin elde edecekleri fayda ve zarar hesaplanır. Bu bağlamda, karara varmadan önce ilk yapılacak şeyin davranış veya uygulama seçeneklerinin belirlenmesi olduğu ifade edilir.
Eylemlerin, genelin mutluluğunu arttırdıkları veya azalttıkları ölçüde doğru ya da yanlış olma durumları ile ortaya konulan ilkenin faydacılık (yararcılık) olduğu savunulur. Bentham, J.'nin, hayata hazzın ve acının damgasını vurduğunu ve iyi yaşamanın haz arayışına ve acının asgari düzeye indirilmesine dayandığını ileri sürdüğü görülür. Mutluluğu hazza eşitleyen Bentham, J., bireyin mutluluğa erişebilmek için haza yönelmesi ve hayattan olabildiğince fazla haz elde etmeye çalışması gerektiğini vurgular. Mill, J. S.'nin ise; zihinsel hazlara ağırlık verilmesi gerekliliğine inandığı ve en büyük mutluluğu yaratacak kurallara uyulması ile açıkladığı “kural faydacılığı” kavramını ortaya koyduğu görülür.

Bunu Biliyor muydunuz?

ERG Teorisi

Alderfer, C. tarafından geliştirilen teori kapsamında örgüt içinde “var olma” (existence), “ilişki kurma” (relatedness) ve “gelişme” (growth) ihtiyaçlarının yer aldığı görülür. Var olma ihtiyacı ile işgörenlere örgüt tarafından sağlanan maddi imkan ve fiziksel çalışma koşulları, ilişki kurma ihtiyacı ile işgörenlerin örgüt içinde kurdukları sosyal ilişkiler, gelişme ihtiyacı ile işgörenlerin bireysel yaratıcılıklarını içeren eylemlerde bulunarak kendileri veya çevreleri için yeteneklerini kullanmaları ve yeni yetenekler geliştirmeleri ihtiyaçları anlatılır. 
İhtiyaçlar arasında kesin bir sıra olmadığı ifade edilen teoride, işgörenin gereksinimlerine göre herhangi bir ihtiyacına eğilmesinin mümkün olduğu anlatılır. Alt düzeydeki ihtiyaçlar tatmin edildiğinde üst düzey ihtiyaçlara yönelim sağlanırken, üst düzey ihtiyaçlarda tatmine ulaşılamadığı noktada alt düzeyde olanların motivasyon kaynağı oldukları vurgulanır. Buna örnek olarak, var olma ve ilişki kurma ihtiyacı karşılanmayan işgörenin gelişme ihtiyacı ile motive olacağı belirtilir. Başka bir anlatımla, tatmin seviyeleri az olan ihtiyaçların motivasyon oranlarında artış görüldüğü ifade edilir. 
Birden fazla gereksinimin aynı anda çıkabileceğini belirtilen Alderfer C.’ye göre ihtiyaçların işgörenler üzerinde birlikte motivasyon sağlayabildikleri vurgulanır. Bireysel farklılıklar konusuyla uyum içinde olan kuramda, eğitim, aile geçmişi ve kültürel çevre gibi faktörlerin işgörenlerin ihtiyaçlarını etkiledikleri belirtilir. 

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Popüler Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner