Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Bürokratik Yetki

Weber, M. toplumdaki otoritenin kaynağını ve şekillerini inceleyerek üç tür yetki (geleneksel, karizmatik, bürokratik) üzerinde durmuştur. Bürokratik yetki; uygulanan kuralların yasallığına ve sözü edilen kurallara bağlı olarak yetkiyi kullananların emir verme hakkında sahip olduğu inancına yönelik rasyonel-yasal temeli olan, seçim veya atamayla kazanılan, örgüt içi pozisyondan ötürü verilen meşru yetki olarak tanımlanır. Sözü edilen yetki; yönetimde devamlılık sağlayan yönetsel pozisyondaki işgörenlerin yetenek ve becerilerine göre rasyonel yöntemlerle seçildikleri, üstlere, kapsamının ve sınırlarının kesin olarak belirlendiği yetkilerini kullanmaları için yasal olanak ve araçların sağlandığı bir anlayışı ifade eder. Weber, M., sözü edilen ilkelerle kurulan örgütün tam ayarlı bir makine gibi çalışarak kalıcı bir yönetim yapısına sahip olacağını savunur.

Günün Kavramı

Çeviklik

Çeviklik, değişimin ve belirsizliğin hâkim olduğu örgüt çevresinin yarattığı zorluklara karşı oluşturulan bir yanıt olarak algılanır. Rekabet güçlerinin üretim çevrelerinde kuvvetlenmeleri ile çevikliğin, hayatta kalmak ve başarı elde etmek için bir koşul olarak ifade edildiği görülür (Meade vd., 1997).  Buradan çevikliğin, çalkantılı iş ortamında, yönetimsel karar vermede gerekli görülen tüm bilgileri üretmek için, bir örgütün sahip olması gereken yetenek olarak tanımlandığı anlaşılır (Zain vd., 2005). 
Çeviklik, belirsizliğin ve öngörülmezliğin olduğu çevrelerle başa çıkmanın bir yolu olarak ifade edilir. Değişen çevrenin sürekliliği ve dinamizmine karşı ortaya konulan çözüm şeklinde kabul edilen çeviklik, yönetimin yeni paradigmaları arasında yer alır. Çevre dinamiklerine göre değişime zorlanan örgütlerin hareket kabiliyetlerinden biri olarak tanımlanan çevikliğin, örgütsel üretkenliğe katkı sağladığı vurgulanır.

Bunu Biliyor muydunuz?

Gestalt

Gestalt, şekillerin imgelerin birleşmesi başka bir ifadeyle görsel algıda çevresel uyaranların örgütlenmiş biçimi olarak tanımlanır. Bireylerin algısal alanın tümü üzerinde tutarlı ve anlamlı izlenimler oluşturduklarını ileri sürerek, bütünün kendisini oluşturan parçaların toplamından farklı olduğunu ortaya koyar. 
Sosyal algılamada bir kişilik özelliğinin anlamının, o özelliğin içinde bulunduğu bağlamdan etkilenmesi ile oluştuğu belirtilir. Duyular aracılığıyla var olan nesnelerin belli ilişki sistemlerine oturtularak anlamlandırılmaları süreci olan algılama, sahip olunan örgütlenme eğiliminin bir ürünü ve basite doğru bir yöneliş olarak ifade edilir. Herhangi bir nesnenin ait olduğu ilişkiler çerçevesinde algılandığında bir anlamı olduğu vurgulanırken bu bağlamda algılamanın, gerçekliğin üstüne bilinen biçimler yansıtmak olduğu kabul edilir.

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner