Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Entelektüel Sermaye

Örgütün piyasa değerinin artıran, kökleri sosyal ilişkilerde ve yapılarda bulunan örgütün başarısı için gereken temel öğe şeklinde tanımlanır. Başka bir ifadeyle, örgütün rekabet edebilirliğinin ana belirleyicisi olan ve örgüte değer katan maddi olmayan varlıklarının tümü olarak kabul edilir. Dinamik bir büyüme aracı olarak ele alınan entelektüel sermaye, tüm ilişki ağlarının yönetimiyle elde edilen bilgi birikimi ve bilginin değere dönüştürülmüş, sonuç üretmiş hali olarak bilgi yönetimini içerir. Entelektüel sermaye; küreselleşme, gelişen bilişim ve iletişim teknolojileri ile işletmelerin geleneksel yaklaşımlarını etkileyerek, örgütsel işleyişlere ilişkin bir paradigma önerisi olarak ifade edilir. İnsan sermayesi (bireyin kendini bilerek, kendine güvenerek ve kendini denetleyerek sorunlarını çözmesi), yapısal sermaye (birey dışı bilgi kaynaklarının tümü) ve müşteri sermayesi (müşteri kitlesi, pazarlama kanalları ve markası vb.) olmak üzere genelde üçe ayrıldığı görülür.

Günün Kavramı

Bauman, Z.

Bauman, Z.’yegöre bürokrasi, bireyleri örgütsel bir disiplinin içine hapsederek, üstlerin emirlerine başka türlü davranmayı gerektiren hiçbir uyaranı dikkate almaksızın itaat etmeyi ve örgüte bağlılığı körükleyerek üstlerin emirleriyle saptanan kararların yararlılığını herşeyin üzerinde tutmayı sağlar. Bauman, Z. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Yahudi Soykırımı gibi büyük felaketlerin, ancak modern toplumla bağlantılı olan bürokratik kurumların gelişimiyle olanaklı hale geldiğini ileri sürer. Örgütsel bağımlılığın, bütünün fikir ve hedeflerini her türlü bağdan üstün tutmayı beraberinde getirdiğine ve bireyin kimliğini buna göre oluşturduğuna inanılmaktadır. Modern topluma özgü bürokratizasyonun, Soykırımın gerçekleşmesi için gerekli olan ahlâki ve teknik zemini sağladığını vurgulanmıştır. Bürokrasilerde sorumluluk duygusunun zayıfladığına inanan Bauman, Z.’ın, modern devletin doğasından hareket eden bir çözümleme çabası içinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bunu Biliyor muydunuz?

Belirsizlikten Kaçınma

Hofstede, G. 1967-1973 yılları arasında kültürel farklılıkları ortaya koymak amacıyla yürüttüğü çalışmasında, örgütün işgörenleri arasında işe yönelik geliştirdikleri değer ve tutum değişiklerinin tek kaynağı olara ulusal kültür farklılığını ortaya koymuştur. Çalışmanın 4 boyutundan (bireycilik/toplulukçuluk, güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, erillik/dişilik, zaman yönetimi) biri olan belirsizlikten kaçınma ile belirsizlik durumlarında, bireylerin ait oldukları kültür çerçevesinde sergiledikleri tutumlar açıklanmaya çalışılır. Sözü edilen boyut, bir kültürel gruba ait bireylerin belirsizlikten ne derece etkilendikleri ve kesinlik içeren inançları ne derece destekledikleri ile ilgilidir. Belirsizlikten kaçınan yapıya sahip olunması, bireylerin örgüt faaliyetleri açısından harekete geçme durumlarında belirsizlikten çekinerek tercihlerini sağlamcılık yönünde kullanmalarına sebep olur. Başka bir deyişle, belirsizlikten kaçınma, toplumun belirsizlik ve bilinmeyeni kabullenme derecesini ifade eder. Belirsiz ortamlarda rahat yaşayabilen toplumların, belirsizlikleri tehdit unsuru olarak algılamayarak, belirsizlikten kaçınan toplumlara kıyasla belirsizliği daha rahat tolere ettiklerinin saptandığı belirtilir. Belirsizlikten kaçınan toplumların stabiliteyi sağlamak için formal kurallara ihtiyaç duyarak, farklı düşünce üreten ve davranış sergileyenlere karşı daha az toleranslı oldukları ve görece daha fazla duygusallık sergiledikleri ifade edilir. Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu toplumlarda; kaygı düzeyi, iş stresi yüksek olan, değişime tepki duyan, fazla risk üstlenmeyen ve hırstan bağımsız olarak rekabetten uzak duran bireylerin olmaları beklenir. Belirsizlikten kaçınan bireylerin gelecekte oluşabilecek tehlikelere karşı, asgari zararı düşünerek önlemleri önceden aldıkları ve bu yöntemle riskten kaçındıkları görülür. Söz konusu bireylerin yazılı anlaşmaları verilen sözlerden daha fazla tercih ettikleri ifade edilir.  Belirsizlikten kaçınmanın düşük olduğu toplumlarda; belirsizliğin tehdit olarak görülmediği, rekabet ortamında risk alınarak hırsla çalışmak gibi unsurların ön planda tutularak, iş stres ve kaygı düzeylerinin düşük olduğu savunulur.

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner