Aranan Kavram
Ampirizm
Deneysel, görgül anlamına gelir. Kuramsal bir temele dayanmayan, duyu ve deney ile anlatılmış olan şeklinde ifade edilir. Zihin yasalarını araştıran, duyular aracılığıyla öğrenilmiş bir dışsal dünyanın varlığını öngören, başka bir deyişle doğru bilgiye yalnızca duyularla ve deney yoluyla ulaşılabileceğini inanan bir kavramlar teorisidir.
Günün Kavramı
Çağdaş Yönetim Yaklaşımları
Çağdaş Yönetim Yaklaşımları’na göre örgütler, sosyoekonomik çevrede meydana gelen, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş olarak da tanımlanan değişimlere göre şekil alırlar. Bu bağlamda, bürokratik akıl yerine örgüt kültürünün öne çıktığı sözü edilen örgütlerde, post-modernizmin temel niteliklerinden olan belirsizlik, çelişki, çok kültürlülük ve kaosun yansımaları görülür.
Örgütleri anlama çabasına yönelik olarak, içinde bulunulan dönemin örgütlere getirdiği bakış açılarına göre ortaya çıkan Çağdaş (Post-Modern) Yönetim Yaklaşımları arasında; “kaynak temelli/tabanlı görüş, kaynak bağımlılığı, işlem maliyeti, vekalet teorisi, yol bağımlılığı, örgütsel ekoloji, kurumsallaşma, yeni kuramsallaşma, eleştirel kuram, kaos ve karmaşıklık, komplekslik, kuantum, örgütsel strateji yaklaşımları ile toplam kalite yönetimi, değişim mühendisliği, personel güçlendirme vb.” yer almaktadır. Çağdaş Yönetim Yaklaşımları, geleneksel teorilere ait kavramların öne çıkarılarak yeniden adlandırılmaları ile oluşturulmuşlardır. Sözü edilen yaklaşımların yönetim teorileri endüstrisine hizmet etmelerinin yanında, Sanayi Devrimi sonrası meydana gelen iktisadi ve sosyal değişimlerin etkileriyle oluşan örgütsel yapılarda ortaya çıktıkları görülmektedir.
Bunu Biliyor muydunuz?
Bürokrasi Yaklaşımı
Weber, M. bürokrasiyi, en etkili ve verimli çalışma düzenini ifade eden bir yönetim aygıtı olarak belirtir. Toplum üzerinde etkisi olduğu görülen ve bir egemenlik anlayışı şeklinde kabul edilen bürokrasi, belirli özellikleri taşıyan etkin bir örgüt yapısı olarak ele alınır. Örgütlerin yönetsel ve örgütsel ilişkilerinin nesnel ve rasyonel ilke ve esaslara dayandırıldığı ideal örgüt yapısı olarak ifade edilir. Klasik Yönetim Yaklaşımları’nın sonuncusu olarak, 1864-1920 yılları arasında Alman sosyolog Weber, M.’nin görüşlerinden çıkarılan yaklaşım olarak nitelendirilir. Weber, M.’ye göre örgütlerin, sanayileşen ve gelişen batı toplumları için yetersiz duruma geldikleri ve zaman içinde bürokratik yapılanmaya sahip büyük çaplı örgütlere dönüştükleri belirtilir. Bürokratik Yaklaşım’a göre belirlenen ilkelerin izlenmesi ile etkin, ideal, bireye göre değişmeyen ve rasyonel bir örgüt yapısının oluşacağına inanılır. Sözü edilen ilkelerin bürokrasiyi, geleneksel idari yapıların üstesinden gelemeyeceği oldukça karmaşık işleri yapmaya egemen kıldığı ifade edilir. Weber, M. bürokratik örgüt modelinde resmi ve yasal yetki üzerinde durmuş ve yetkiyi; geleneksel (doğuştan gelen), karizmatik (sonradan kazanılan) ve bürokratik/yasal (seçim veya atamayla kazanılan) yetki olarak tanımlamıştır. Dönemin dinamikleri ile örtüşen bürokratik ilkeler izleyen dönemde yeteri kadar esnek olunmaması, işbölümü ve hiyerarşinin fazla olması, örgüt içi işgörenin sosyal ve davranışsal yönüne değinilmemesi sebepleriyle eleştirilmiştir.