Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Amaç Belirleme Teorisi

Özel ve zor hedeflerin geribildirim ile daha yüksek performansa yol açtığını öne süren teoridir. Locke, E. tarafından geliştirilen motivasyon teorisinde, davranışın temel nedeninin, bireyin bilinçli amaçlarında ve niyetlerinde olduğu öne sürülür. Teori, bireylerin kendileri için belirledikleri amaçların ulaşılabilirliği ile ilgilidir. Modelin ağırlık noktası,  özendiriciler-amaç-iş başarımı ilişkisidir. Modelin önermeleri arasında; bireyin kendisi için koyduğu amaçların büyük ölçüde kendi davranışını yönlendirmesi, dışarıdan verilen özendiricilerin, bireyin amaç ve niyetlerini etkileyerek iş başarımı üzerinde etkili olması ve bireyin kendi çalışmalarına katılma olanağı ile çalışma veriminin artacağına inanılması sayılır. İş başarımını etkileyen en önemli etmenler amaçlar ve niyetler olarak kabul edilir. Amacı belirlemede; amacın belirgin olması, amacın iddialı olması (amacın güçlüğü), amacın kişi tarafından benimsenmesi (amaca bağlanma) ve amaca ne kadar ulaşıldığının bildirilmesi (geribildirim) önem arz eder. Amaç belirlemeye katılan bireyin daha fazla çalışacağına inanılır. 

Günün Kavramı

Etnometodoloji

Etnometodoloji, günlük hayatı anlamlandırılma süreçlerinin gerçekleşmesine yönelik varsayımlarda bulunmayı sağlayan bir çeşit akıl yürütme tarzı olarak ifade edilir. Kökeni Garfinkel, H.’nin araştırmalarına dayanan etnometodoloji, sosyal aktörlerin günlük yaşantılarının anlamlarla bezenmiş ve düzenli yapısının sosyal aktörlerin bilinçli çabası sonucu oluştuğunu savunur. Sosyal aktörlerin günlük yaşantılarında içinde bulundukları dünyayı ve olguları anlamlandırmalarına odaklanan etnometodolojiye göre dildeki sözcüklerin anlamının bağlama bağlı olduğu kabul edilir.

Bunu Biliyor muydunuz?

Diyalektik

Diyalektik, müzakere etme, tartışma ve akıl yürütme metotlarının diyalog olarak gerçekleştiği, bilgiyi sınayarak edinme yöntemi olarak ifade edilir. Dünyayı farklı perspektiften görme eğilimi olarak açıklanan kavram, Antik Yunan’da soru-cevap şeklinde yürütülen diyaloglar ile geliştirilen bir tartışma, sorgulama, gerçeği arama ve ortaya çıkarma biçimi şeklinde anlatılır. 
Hegel, F. ve Marx, K. diyalektiği düşüncenin yarattığı varlığın değişme ve gelişme yöntemi şeklinde açıklar. Hegel, F.’ye göre diyalektik felsefe düşüncesi, çelişkinin merkeziliği ile ifade edilir. Çelişkilerin gerçekte var olduklarını ve gerçekliği anlamanın en uygun yolunun gelişimlerinin incelenmesi olduğunu savunan Hegel, F., sözü edilen çelişkileri tarihsel değişimi anlamak için kullanır. Hegel, F. birey düşüncesinin gelişimini diyalektik üçleme (tez, anti-tez, sentez) ile karakterize ederken, her bir tezin kendi içinde anti-tezini üreterek karşılıklı bir çarpışma sürecini doğurduğunu ve karşılıklı çarpışmanın sentez aşamasında yeni bir durum veya fikir ile çözümlendiğini vurgular. 
Marx, K. tarihsel değişim açısından çelişkilerin merkezi önemi olduğunu kabul ederken, sözü edilen çelişkilerin zihinsel irdeleme ile çözülemeyeceğini belirterek, diyalektiğin felsefenin alanından maddi dünyada temelleri olan toplumsal ilişkilerin araştırılması alanına taşınmasını sağlar. Marx, K.’nın yalnızca gerçekte var olan çelişkiler (örneğin insan doğası ve kapitalizmde emeğin koşulları arasındaki ilişki) üzerine odaklanmasının diyalektik yönteminin gelişmesine yol açtığı görülür. 

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner