Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Bürokrasi

Bürokrasi, rollerin, görevlerin, denetim ve yaptırımların hiyerarşi çerçevesinde tanımlandığı bir örgüt sistemidir. Bürokrasi, işgörenlerin sözü edilen kurallara ve ilkelere uygun olarak davranmalarını gerekli kılan ve eylemlerinden sorumlu olduklarını ortaya koyan bir çeşit örgüt yapısı olarak ele alınır. Bürokrasi, örgüt içi uzmanlaşma ile yapılan operasyonel görevler, departmanlarda gruplandırılmış işler, merkezi yetki, dar denetim alanı ve komuta zincirini takip eden karar alma ile karakterize edilir. 
Marx, K. tarafından ortaya konulan bürokrasi kavramı, toplumda egemen sınıfların çıkarlarına hizmet eden ve mevcut düzeni meşrulaştıran bir aygıt olarak ele alınır. Egemen sınıfın toplumun diğer sınıfları üzerinde uyguladığı hakimiyet aracı olan bürokrasi, örgütlerde ekonomik ve yönetsel sorumlulukları yerine getirmek için kullanılır. Weber, M. ise bürokrasiyi, büyük ölçekli örgütlerin daha etkili çalışmasını sağlayan bir örgüt sistemi olarak tanımlayarak, örgütlerin daha fazla değer yaratmalarına hizmet ettiğini ortaya koyar. Weber, M. örgütlerin büyüklüklerinin arttıkça daha bürokratikleşen bir yapıya sahip olma eğilimlerinin olduğunu ileri sürerek, ideal tip bürokrasinin, rasyonellik ve verimlilik için benimsenmesi gereken bir anlayış olduğunu belirtir. Weber M.’nin bürokrasi tarifinde işgörenlerin örgüt için gerekli olan beceri ve yeteneklerin toplamı olarak görülmeleri ile bir makine olan örgütün dişlileri haline geldikleri ifade edilir. Weber, M. bürokrasinin, sanayi toplumunun yaşam tarzına hizmet eden bir egemenlik anlayışı ve vazgeçilmez bir yönetim mekanizması olduğunu belirtirken, bireye daha özgür ve bağımsız bir anlayış sağlayan Aydınlanma Çağı ile çeliştiğini de ifade ederek, kavramın bireysel bir analiz perspektifinden değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. 
 

Günün Kavramı

Çeviklik

Çeviklik, değişimin ve belirsizliğin hâkim olduğu örgüt çevresinin yarattığı zorluklara karşı oluşturulan bir yanıt olarak algılanır. Rekabet güçlerinin üretim çevrelerinde kuvvetlenmeleri ile çevikliğin, hayatta kalmak ve başarı elde etmek için bir koşul olarak ifade edildiği görülür (Meade vd., 1997).  Buradan çevikliğin, çalkantılı iş ortamında, yönetimsel karar vermede gerekli görülen tüm bilgileri üretmek için, bir örgütün sahip olması gereken yetenek olarak tanımlandığı anlaşılır (Zain vd., 2005). 
Çeviklik, belirsizliğin ve öngörülmezliğin olduğu çevrelerle başa çıkmanın bir yolu olarak ifade edilir. Değişen çevrenin sürekliliği ve dinamizmine karşı ortaya konulan çözüm şeklinde kabul edilen çeviklik, yönetimin yeni paradigmaları arasında yer alır. Çevre dinamiklerine göre değişime zorlanan örgütlerin hareket kabiliyetlerinden biri olarak tanımlanan çevikliğin, örgütsel üretkenliğe katkı sağladığı vurgulanır.

Bunu Biliyor muydunuz?

Durkheim, E.

Durkheim, E. toplumsal olanın bireysel olan üzerinde önceliği olduğunu ve toplumun bilimsel düzeyde incelenebileceğini, ek olarak toplumsal sorunların bireylere dayandırılabileceğini belirtir. Başka bir ifadeyle sosyal olguları, objektif gözlemlerden yararlanarak bilimsel analiz ile açıklamanın önemine vurgu yapar. 
Toplumun gözlem ve ölçme ile araştırılması gereken toplumsal olgulardan (ahlak, kolektif bilinç, maddi olmayan toplumsal akımlar vb.) oluştuğunu anlatarak sosyolojiyi bir disiplin olarak ifade eder. Toplumsal olguların bireylerin yaşamları üzerindeki kısıtlayıcı etkisinden bahsederek, kendi gerçeklikleri ile incelenmeleri gerektiğini belirtir. Başka bir ifadeyle, toplumsal olguların şeyler olarak incelenmesi gerektiğini ve toplumların bireylerin yaşamlarından daha fazla bir şey ifade ettiğini öne sürer. 
Durkheim, E.’nin, modern endüstriyel toplumun ürettiği yeni bir dayanışmaya vurgu yaptığı görülür. Düşük düzeyde işbölümünün bulunduğu, inançlarla birbirine bağlı geleneksel kültürlerde yer alan kolektif bilinç ile ortaya çıkan mekanik dayanışma iken organik dayanışmanın, işbölümü ile düzenlenen ve karşılıklı bağımlılığa dayalı şekilde oluştuğunu ifade eder. Mekanik dayanışmanın baskıcı yasalarla, organik dayanışmanın ise onarıcı yasal sistemlerle ilişkili olduğunu belirtir.
Örgüt teorisinin gelişimine katkı sağlayan Durkheim, E.’nin, hiyerarşi ve görev tanımlarında var olan karşılıklı bağlılığa vurgu yaptığı, formel ve informel örgütler arasındaki farkı ortaya koyduğu ve toplumdaki işbölümünü tetikleyenin uzmanlaşmadaki artış olduğunu vurguladığı görülür. 

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Popüler Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner