Yönetim Sözlüğü

Aranan Kavram

Duygusal Emek

Bireyin temel unsur olduğu hizmet sektöründe duyguların yönetilmesinin önem kazanması ile ortaya çıkan duygusal emek kavramı, işin gerektirdiği bazı duyguların paydaşlar tarafından gözlenerek fark edilir biçimde düzenlenmesi ve bu iyileştirmeleri beden diline yansıtmaları olarak tanımlanır. Başka bir ifadeyle duygusal emek, müşterilerini ikna etme, imaj yaratma, beklentilerini karşılama çabası ile ücret karşılığında duygularını bastırarak iş yapmaları olarak açıklanır. 
Hizmet sektörü çalışanlarının müşteri memnuniyetini yükseltmek amacıyla duygusal emek kullandıkları görülür. Zaman içinde farklı bakış açılarıyla incelenen kavramın boyutları arasında; gerçekte hissedilen duyguların gizlenerek rol yapmak şeklinde hareket edildiğini gösteren yüzeysel davranış, sergilenmesi istenen duyguların gerçekten hissedilmeye çalışılması ile rolün içselleştirilmesini sağlayan derin davranış ve rol yapamaya gerek duyulmadan sergilenen samimi davranış olarak sıralanır. 
Duygusal emeği etkileten faktörler arasında; bireysel (cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi vb.) ve örgütsel (otonomi, sosyal destek vb.) faktörler yer alır. Duygusal emeğin bireysel sonuçları arasında; iş verimliliğini arttırması, çatışmayı azaltması yer alırken, çalışanların örgütsel amaçlar doğrultusunda duygularını kontrol etmelerinin farklı boyutlarda stresi arttırdığı kabul edilir. Duygusal emeğin hizmet üreten örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmeye katkısı bulunurken, örgüt içinde ve iş çerçevesinde sergilenen duyguların müşteri ilişkilerinde olumsuz algılanması ile işgörenlerin işten ayrılmalarına varan stres kaynaklı sorunları (iş tatminsizliği, tükenmişlik, yabancılaşma vb.) ortaya çıkarabildiği de ifade edilir. 

Günün Kavramı

Chicago Okulu

Chicago Okulu, sosyoloji biliminde yoğunlaşarak oluşturulan disiplinlerarası niteliğe sahip çalışmalar ve sembolik etkileşimcilik alanında yapılan araştırmalar ile örgüt teorisi kapsamında ortaya konulan bilimsel bir akım olarak kabul edilir. Chicago Okulu kapsamında, örgütsel aktörler arası etkileşimin örgütsel yaşamı şekillendirmesi konusuna odaklanılarak, sembolik etkileşimcilik kaynaklı örgüt teorisi çalışmalarına zemin hazırlandığı görülür.
Pragmatizm felsefesine dayanan Chicago Okulu teorisyenleri arasında; Dewey, J., Herbert, M., Blumer, H., Hughes E., Park, R. E. VE Mead, G. H. gibi sosyologların yer aldığı görülür. Örgütsel olguların bireylerin eylemlerini şekillendiren ve karşılıklı iletişimleri sonucu oluşan ortak anlamlarına dayalı kolektif eylemler oldukları savunulur. 

Bunu Biliyor muydunuz?

Durumsallık Yaklaşımı

Çevresel belirsizliğin en önemli unsur olarak kabul edildiği Durumsallık Yaklaşım’ında örgütün çevreyi değiştiremediği, çevredeki değişime yapısında değişiklikler yaparak uyum sağlamaya çalıştığı görülür. Durumsallık Yaklaşımı’nda, örgütü oluşturan alt sistemlerin birbirleriyle ve örgütün tümüyle olan ilişkileri incelenirken, örgütün iç ve dış çevresi ile uyumunun önemi de vurgulanır. Yaklaşımda örgüt yapısının iç ve dış ilişkilere göre şekil alacağı, tüm örgütler için kapsayıcı bir en iyi örgüt yapısının bulunmadığı, her yerde ve koşulda geçerli bir tek örgüt yapısının olmadığı ve en iyinin durumdan duruma değişerek farklı durumlarda farklı örgütlenme biçimlerinin uygulanması gerektiği savunulur.
Durumsallık Yaklaşımı’nda çevresel faktörlerin örgüt tasarımda etkili olduğu ve yapıyı belirleyen etmenlerin teknolojik ve çevresel oldukları kabul edilir. Yaklaşımın ortaya çıkmasında çevresel koşulların örgütlerin yapılarını ve işleyişlerini ne şekilde etkilediklerini belirlemeyi amaçlayan çalışmaların etkisi büyüktür. Örgüt teorisyenlerinin, örgütsel yapı ile örgütün içinde bulunduğu koşullar arasındaki ilişkiyi araştırdıkları ve örgüt çevresi ve yapısı arasındaki ilişkinin tespiti için farklı çevresel koşullarda etkili olan farklı örgüt yapılarının tasarlanmasını önerdikleri anlaşılır. Örgüt yapısını ve işleyişini belirleyen durumsallık faktörlerini içeren örgüt ve teknoloji ile ilgili çalışmaların; Woodward (birim, kitle, süreç üretimi), Thompson, J.’nin (çözümleyici, bağlı, yoğun teknoloji), Perrow, C.’nin (rutin, rutin olmayan işler) olarak sıralandığı, örgüt ve çevre ile ilgili olanların ise; Burns, T.-Stalker, G. M. (mekanik-organik), Lawrence, P.-Lorsch, J. Emery, F.-Trist, E. L. ve Leawitt, H.’nin Elmas Modeli’nin (Diamond Shaped Model) (işler, yapı, teknoloji, insanlar) şeklinde öne çıktıkları görülür.
 

Kelime Öner

Son Aranan Kavramlar

    Popüler Kavramlar

    Yeni Eklenen Kavramlar

    Kitap Öner